DERSSSSMARRRRKET

GERİ

DELİ AHMET'İNAN AKILLI AHMET


            Bir varmııış bir yokmuuş. Evvel zaman içinde galbır saman içinde, deve dellal iken pire berber iken. Ben babamın beşşiğini tıngır mıngır sallar iken küçük bir köyde iki erkek gardeş ile anaları yaşarmış.

           Böyüğünün adı Deli Amed, güçüğünün adı da Akıllı Amed’miş. Anaları hastaymış, hep yatağında yatırmış.

            Deli Amed sabah sabah goyunları ovaya götürür otlatırmış. Akşam oluncak eve gelirmiş.

            Akıllı Amed da evde galır yemek bişirir, evi siler süpürür, ekmek yapar, anasını yedirir içirir, ikar ongarırmış.

            Deli Amed bir gün ovadan gelincak Akıllı’ya demiş:

- Baa Amed ben bu işden usandım. Bir gün da sen git ovaya da ben da evde galayım.

- Eeee, evde galdığında ananı ikaycan?

- İkaycam.

- Yemeyi bişirecen?

- Bişirecem.

- Evi silip, süpürecen?

- Süpürecem

            Deli Amed’inan Akılı Amed ağnaşmışlar. İşleri deyişmişler. Ertesi gün sabahdan güneş doğmadan gakmışlar. Akıllı Amed goyunları almış ovaya gidmiş. Deli Amed da evela evi silmiş süpürmüş. Sora ocakevine gidmiş ateşi yakmış, bir gazan dolusu su gaynatmış. Anasını uyandırmış:

             - Hade ana gak da ikanasın, demiş.

            Anasını gucana almış, hamama götürmüş tokmağın üstüne oturtmuş. Gaynar gaynar suları anasının başından aşşa dökmüş. Sonunda anası yanmış ölmüş. Azı açık galmış. Deli Amed da sanmış, anası güler.

            Sora bir tekne hamır yoğurmuş. Ekmek yapacamış. Güneş da tam fırının içine girmiş. Fırını bir güzel gızdırmış. Deli Amed bakmış fırın sıcak. Ekmekleri fırına goymuş. Azını kapatmış. “ İşler biddi.” deyip oturmuş. Akşam olmuş. Akıllı Amed ovadan gelmiş.

            Deli Amed’e sormuş:

            - Evi silip süpürdün mü?

            - Süpürdüm, hem da buz gibi eddim.

            - Ekmek bişirdin mi?

            - Fırında bişer.

            - Anamı ikadın mı?

            - İkadım.

            Akılı Amed evi gezmiş bakmış, ev temiz. Fırına gitmiş ekmeklere bakmış, ekmekler  hamır durur. Fırının içinde hiç kömür yok. Fırın soğuk. Deli Amed’e sormuş:

            - Bu fırını nasıl gızdırdın?

            - Güneş gızdırdı, demiş.

            Sora anasının odasına gidmiş, bakmış anası yatakda oturur. Azı açık bakar. Deli Amede:

            - Anamı öldürdün be, deyin bağırmış. “ Çabuk bohçayı hazırla gaçalım. Yoksa padişah bizi yakalayıp asacak ”.

            Hemen oracıkda, çabıcak bir bohça hazırlamışlar. Yola çıkmışlar. Yörümüşler yörümüşler bir da bakmışlar ki bir arpa boyu yol gidmişler. Bir derenin kenarına gelmişler.

Ansızdan Akıllı Amed, Deli Amed'e:

- Be Amet kapıyı örtmedik. Ben seni buracıkda bekleyim. Sen da git kapıyı ört da gel, demiş.

Deli Amet:

- Tamam, demiş ve gitmiş.

            Deli Amed eve gidmiş, kapıyı sökmüş omzuna vurmuş  gelmiş. Akıllı Amed bu işe çok gızmış.

            - Madem sökdüng getirdin daşıyacang, demiş.

            Akıllı Amed elinde bohca, Deli Amed sırtında kapı derenin kenarında bir aşşa bir yukarı yörümeye başlamışlar. Yörümüşler yörümüşler dereyi geçecek bir yer bulamamışlar.Deli Amed, Akıllıya:

            - Aha bu kapıyı köprü yapalım üstünden geçelim, demiş.

            Öyle yapmışlar. Dereyi geşmişler. Deli Amed kapısını gene omzuna almış yörümeye başlamışlar. Yörümüşler yörümüşler, çok yorulmuşlar. Sonunda bir böyük ağacın yanına gelmişler. Ağacın altına oturmuşlar. Güneş doğuyormuş. Böyük bir gürültü duymuşlar. Çok gorkmuşlar. Sağa, sola, öne, arkaya bakmışlar, saklanacak bir yer bulamamışlar. Songunda Deli Amet kapıyı ağaca dayamış. Üstüne başmış çıkmış. Akıllı da öyle yapmış. Kapıyı da yukarı çekmişler. Ağacın dallarının arasına yatırmışlar. Üstüne da oturmuşlar.

            Bir da bakmışlar, kralınan adamları ağaca doğru gelirler. Meğersam kral orada ziyafet verip avlanacakmış. Yem yeycek, içecekler çıkmış. Kralınan adamları yeyip içmeye başlamışlar.

            Tam da o sahat Deli Amed’in çişi gelmiş. Akıllıya:

            - Ba Amed işesim geldi, napayım, demiş.

            - Daldan dala, damlacık damlacık, azacık azacık aşşa doğru yap, demiş.

            O da öyle yapmış. Biriki damla da kralın sakalına düşmüş. Kral “ yamır mı başlayıyor? ” deyip havaya bakınmış. Sora yemesine devam etmiş. Biraz sora Deli Amed’in kakası gelmiş. Akıllıya:

            - Ba Amet sıçasım geldi, napayım, demiş.

            - Daldan dala azacık azacık yap, demiş.

            O da öyle yapmış. Bir parça da kralın sakalına düşmüş. Kral “ gene ne oluyor ” deyip havaya bakınmış. “ Ne böyük guşlar var bu memleketde ” demiş.Yemeye içmeye devam etmiş.

            Bu sırada Deli Amed’inan Akıllı Amed birbirlerine “ kral bizi gördü ” deyerek heyecana kapılıp gorkmuşlar. Yağnışlınan kapıyı aşşa düşürmüşler. Kralınan adamları “Aman Allahım ne böyük guş, gaya gibi üstümüze düşecek ” deyin bağırarak gaşmışlar. Deli Amed’inan Akıllı Amed da gaylesiz  aşşa enip yeycekleri yemişler. Yatıp uyuyup diynenmişler. Sora evlerine gidmek için yola goyulmuşlar. Az gitmişler, uz gitmişler. Deretepe düz gitmişler. Bir ağacın üstünde bir gargacık görmüşler. 
            Garga:

            - Grak grak, demiş. Ben da zanneddim ki “ bırak bırak ”. Ben da bırakdım da geldim.